Şehit İzzet Alper Taşbaş
Allah taksiratını affetsin
Cinsiyeti: Erkek
Doğum yeri: Afyonkarahisar / Dinar
Doğum tarihi: 1976
Mesleği: Jandarma Uzman Çavuş
Medeni hali: Evli
Ölüm yeri: Hakkari / Şemdinli
Ölüm tarihi: 29.09.2015
Ölüm nedeni: 29 Eylül 2015 saat 16.45’te Yüksekova-Şemdinli yolu üzerinde bulunan Tuhi Köprüsüne yerleştirilen El Yapımı Patlayıcının imhası için görevlendirilen birliklerin emniyetini almak maksadıyla bölgeye intikal eden zırhlı aracın geçişi esnasında Bölücü Terör Örgütü mensubu teröristler tarafından, daha önceden yol kenarına yerleştirilen başka bir El Yapımı Patlayıcı patlatılmıştır.
Patlama sonucunda Kahraman silah arkadaşımız İzzet Alper Taşbaş şehit olmuştur.
Merhumun bulunacağı mezarın yeri;
Afyonkarahisar / Dinar
GPS: –
Allah yolunda mücadele ederken öldürülen şehitlerin, peygamberlikten sonra en yüksek rütbeye eriştiklerini bilen kahramanlarımız; ''Ölürsem şehit, kalırsam gazi olurum" düşüncesiyle; vatanı, dini, bayrağı ve diğer kutsal değerleri için savaşmaktan asla çekinmemişler, verebileceği en kıymetli şey olan canlarını seve seve vermişlerdir.
Çünkü onlar Kur'an ve sünnetle aydınlandıkları bilgi yolunda; Allah için can vermenin karşılığının cennet olduğunu “Şüphesiz Allah, mü’minlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır..” (Tevbe, 9/111) ayetiyle öğrenmişlerdi. Sahabeden birisi Peygamberimiz (Allah'ın selamı O'nun üzerine olsun)’e, “Allah yolunda öldürülürsem günahlarım affedilir mi?” diye sormuş, o da, “Evet, kul hakkı hariç, bütün günahların affedilecek. Zira Cebrail bu hususu bana haber verdi!”(Müslim, İmaret,117) buyurmuştu.
Her zaman şehit olmayı arzulayan Sevgili Peygamberimiz (Allah'ın selamı O'nun üzerine olsun); “Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, Allah yolunda savaşıp öldürülmeyi, sonra diriltilip yine öldürülmeyi, sonra diriltilip yine öldürülmeyi ne kadar çok isterdim."(Buhârî, Cihad, 7) buyurduktan sonra şehitliğin önemine şöyle işaret buyurmuşlardı: "Cennete giren hiçbir kimse, yeryüzündeki her şey kendisinin olsa bile dünyaya dönmeyi arzu etmez. Sadece şehit, gördüğü aşırı itibar ve ikram sebebiyle tekrar dünyaya dönmeyi ve on defa şehit olmayı ister."(Buhârî, Cihâd 21; Müslim, İmâre 109)
Gazilik de şehitlik kadar önemli bir mertebedir. Çünkü gaziler, Allah için, vatan için, bayrak için canlarını ortaya koyabilmiş mü’minlerdir. Ümmeti olmakla iftihar ettiğimiz Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (Allah'ın selamı O'nun üzerine olsun)’nın: “İki göz cehennem ateşinde yanmaz: Biri Allah korkusundan ağlayan göz, diğeri de Allah yolunda nöbet tutarken düşmanı gözetleyen göz.”(Tirmizî, Fedâilü’l-Cihad, 12.) "Kim Allah yolunda cihada gidecek bir gaziyi donatır, cihad için gerekli olan ihtiyaçlarını karşılarsa, bizzat cihada gitmiş gibi sevap kazanır. Cihada giden gazinin ailesinin ihtiyaçlarını karşılayan da cihad yapmış gibi sevap kazanır."(Buhârî, Cihâd 38; Müslim, İmâre 135-136) müjdesi, asker ocağının, peygamber ocağı olduğunu bizlere öğretmiştir.
“Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ” misali toprağı kanlarıyla yoğuran şehitlerimiz, bu cennet vatanı bize emanet etmişlerdir. Bize düşen de bu toprakları imar etmek, korumak ve bizden sonraki nesillere devretmektir. Bunu yapmadığınız takdirde hem vatanımıza ve hem de şehitlerimize karşı görevlerimizi yapmamış ve onların ruhlarını incitmiş oluruz.
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu menfur olaylarda hayatını kaybeden aziz şehidimiz İzzet Alper Taşbaş’a Allah’tan rahmet, şehidimizin değerli ailesine, yakınlarına ve Yüce Türk Milletine başsağlığı ve sabır diliyoruz.
Şehit Uzman Çavuş İzzet Alper Taşbaş sosyal medya hesabında aşağıdaki paylaşımlarda bulunmuş.
– Boğazınız düğümlenecek, acıyı ciğerlerinizde hissedeceksiniz, zamansız gözleriniz dolacak. Ama sadece ‘iyiyim bir şey yok’ diyebileceksiniz.
– Kan döküyorsun eylül, yaprak neyine yetmiyor.
– Dön de bir bak ardına neler neler gidiyor; sıra sıra yiğitler, omuzlarda şehitler, koskoca bir vatan gidiyor, ülkem gidiyor.
– Biz doğduğumuzdan beri fakirdik. Varlık görmedik ki yokluktan şikayet edelim.
– Niyetleri iyiymiş, nasıl iyi niyettir, ben ihanet diyorum, siz deyin ki gaflettir, eğer mevzu vatansa gaflet de ihanettir. Caminin duvarına işedi, siydi bunlar.
– Tasalanma yiğidim; zaman bizden yanadır,
Külümüzden yükselen duman bizden yanadır,
Son durak, son ilahi ferman bizden yanadır,
Dünya düşman olsa da, Allah bizden yanadır.
– Korkma, çekinme, hüzünlenme, ye’se kapılma, Allah bizimle beraberdir.
– Devletle tanışıklığımız aşağı yukarı altı yaşında iken sicim gibi yağan yağmurun altında ne mutlu ‘TÜRKÜM’ derken başladı.
– Bugün ben kendimi vatansız hissettim.
– Fistanlı teröristler şu aralar maske takarak kanımızı akıtmakta, kalleşçe, namertçe arkadan ateş etmektedir.
– Yükümüz ne kadar ağır, yolumuz engebeli olsa da Allah büyük vesselam. İlk bomba nasibini adalet sarayı aldı, nasıl bir barış süreciymiş arkadaş anlamadım gitti, geçmiş olsun polis arkadaşlara.