Blog

Dua Nasıl Edilir, Dua Neden Edilir, Kuranı Kerimde Dua ile İlgili Ayetler

Haberdar et...

  • Sabır ve namazla (Allah’tan) yardım dileyin. Şüphesiz namaz, Allah’a derinden saygı duyanlardan başkasına ağır gelir. (BAKARA suresi 45. ayet)
  • Öyleyse yalnız beni anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin. Ey iman edenler! Sabır ve namazla Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki, Allah sabredenlerle beraberdir. (BAKARA suresi 152-153. ayetler)
  • Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve bana iman etsinler ki doğru yolu bulsunlar. (BAKARA suresi 186. ayet)
  • …… İnsanlardan, “Ey Rabbimiz! Bize (vereceğini) bu dünyada ver” diyenler vardır. Bunların ahirette bir nasibi yoktur. Onlardan öylesi de vardır ki: “Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik (ver) ve bizi ateşin azabından koru” der. İşte bunların kazandıklarına karşılık nasibleri vardır. Allah, hesabı çabuk görendir. (BAKARA suresi 200-202 ayetler)
  • Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah’ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) “Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azabından koru.” (ÂLİ IMRÂN suresi 191. ayet)
  • Rabbinize yalvararak ve gizlice dua edin, çünkü O, haddi aşanları sevmez. Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah’a (azabından) korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Şüphesiz, Allah’ın rahmeti iyilik edenlere çok yakındır. (A’RAF suresi 55-56. ayetler)
  • En güzel isimler Allah’ındır. O’na o güzel isimleriyle dua edin ve O’nun isimleri hakkında gerçeği çarpıtanları bırakın. Onlar yaptıklarının cezasına çarptırılacaklardır. (A’RAF suresi 180. ayet)
  • Rabbini, içinden, yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah akşam an, gâfillerden olma! (A’RAF suresi 205. ayet)
  • Cehennem ehli oldukları açıkça kendilerine belli olduktan sonra, -yakınları da olsalar- Allah’a ortak koşanlar için af dilemek ne Peygambere yaraşır, ne de mü’minlere. (TEVBE suresi 113. ayet)
  • Allah’ı bırakıp da sana fayda veya zarar vermeyecek şeylere tapma. Eğer bunu yaparsan, o takdirde sen mutlaka zalimlerden olursun. (YÛNUS suresi 106. ayet)
  • Gerçek dua, ancak O’na yapılır. O’ndan başka dua ettikleri ise, kendilerinin hiçbir isteklerini karşılayamazlar. (Onların durumu) tıpkı ağzına gelsin diye avuçlarını suya uzatan kimse gibidir. Oysa (su) ona gelmez. İşte kâfirlerin duası, öyle boşa gider. (RA’D suresi 14. ayet)
  • İnsan hayra dua eder gibi şerre dua eder. İnsan çok acelecidir. (İSRÂ suresi 11. ayet)
  • Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara “öf!” bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle. Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: “Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı.” (İSRÂ suresi 23-24. ayetler)
  • De ki: “İster Allah diye yakarın, ister Rahman diye yakarın. Hangisiyle yakarırsanız yakarın, en güzel isimler/Esmâül Hüsna O’nundur. Namazında sesini yükseltme, kısma da. İkisi ortası bir yol tut.” (İSRÂ suresi 110. ayet)
  • Hiç bir şey hakkında: “Ben bunu yarın mutlaka yapacağım” deme. Ancak: “Allah dilerse” (inşallah yapacağım de). Unuttuğun zaman Rabbini zikret ve de ki: “Umulur ki, Rabbim beni bundan daha yakın bir başarıya yöneltip-iletir.” (KEHF suresi 23-24. ayetler)
  • Sabah akşam Rablerine, O’nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte ol. Dünya hayatının zînetini arzu edip de gözlerini onlardan ayırma. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, boş arzularına uymuş ve işi hep aşırılık olmuş kimselere boyun eğme. (KEHF suresi 28. ayet)
  • De ki: “Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin! Siz yalanladınız. Öyle ise azap yakanızı bırakmayacak.” (FURKÂN suresi 77. ayet)
  • Öyle ise sakın Allah ile beraber başka bir ilâha yalvarma, sonra azaba uğratılanlardan olursun! (ŞUARA suresi 213. ayet)
  • Onlar, yataklarından kalkarlar, korku ve ümitle Rablerine dua ederler. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de hayır için harcarlar. (SECDE suresi 16. ayet)
  • Rabbiniz şöyle buyurdu: “Bana dua edin, duanıza cevap vereyim. Bana kulluk etmeyi kibirlerine yediremeyenler aşağılanmış bir hâlde cehenneme gireceklerdir.” (MÜ’MİN suresi 60. ayet)
  • Allah, iman edip salih ameller işleyenlerin dualarına karşılık verir; lütfundan onlara fazlasını da verir. Kâfirler için ise çetin bir azap vardır. (ŞÛRÂ suresi 26. ayet)
  • ‘(Bağışlama dileyin ki,) üzerinize gökten bol bol yağmur indirsin.’ (NÛH suresi 11. ayet)
  • Rabbinizden bir bağışlanmaya ve eni, gökle yerin genişliği kadar olan, Allah’a ve Resûlüne inananlar için hazırlanan cennete yarışırcasına koşun. İşte bu, Allah’ın lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah, büyük lütuf sahibidir. (HADÎD suresi 21. ayet)

Dua’da nankörlükle ilgili ayetler…

  • İnsana bir sıkıntı dokundu mu, gerek yan üstü yatarken, gerek otururken, gerekse ayakta iken (her hâlinde bu sıkıntıdan kurtulmak için) bize dua eder. Ama biz onun bu sıkıntısını ondan kaldırdık mı, sanki kendisine dokunan bir sıkıntı için bize hiç yalvarmamış gibi geçer gider. İşte o haddi aşanlara, yapmakta oldukları şeyler, böylece süslenmiş (hoş gösterilmiş)tir. (YÛNUS suresi 12. ayet)
  • Size ulaşan her nimet Allah’tandır. Sonra size bir sıkıntı ve zarar dokunduğu zaman yalnız O’na yalvarır yakarırsınız. Sonra sizden o sıkıntıyı giderince, bir de bakarsınız, içinizden bir kısmı Rablerine ortak koşar. (NAHL suresi 53-54. ayetler)
  • Gemiye bindikleri zaman dini Allah’a has kılarak O’na dua ederler. Onları kurtarıp karaya çıkardığı zaman ise bir de bakarsın ki, Allah’a ortak koşuyorlar. (ANKEBÛT suresi 65. ayet)
  • İnsanlara bir zarar dokunduğu zaman, Rablerine yönelerek O’na dua ederler. Sonra Allah, onlara kendinden bir rahmet tattırınca da, bir bakarsın ki içlerinden bir grup, Rablerine ortak koşuyorlar. (RÛM suresi 33. ayet)
  • İnsana bir zarar dokunduğu zaman Rabbine yönelerek O’na yalvarır. Sonra kendi tarafından ona bir nimet verdiği zaman daha önce O’na yalvardığını unutur ve Allah’ın yolundan saptırmak için O’na eşler koşar. De ki: “Küfrünle az bir süre yaşayıp geçin! Şüphesiz sen cehennemliklerdensin.” (ZÜMER suresi 8. ayet)
  • İnsan, hayır (mal, mülk, genişlik) istemekten usanmaz. Fakat başına bir kötülük gelince umutsuzluğa düşer, yıkılır. (FUSSİLET suresi 49. ayet)
  • İnsana nimet verdiğimizde yüz çevirir ve yan çizer. Başına bir kötülük gelince de yalvarmaya koyulur. (FUSSİLET suresi 51. ayet)

Kur’an’dan dua örnekleri…

  • (Allahım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil. (FÂTİHA suresi 5-7. ayetler)
  • “Rabbimiz! Bizi sana teslim olmuş kimseler kıl. Soyumuzdan da sana teslim olmuş bir ümmet kıl. Bize ibadet yerlerini ve ilkelerini göster. Tövbemizi kabul et. Çünkü sen, tövbeleri çok kabul edensin, çok merhametli olansın.” (BAKARA suresi 128. ayet)
  • ……. “Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim mevlamızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.” (BAKARA suresi 286. ayet)
  • “Rabbimiz! Bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize katından bir rahmet bahşet. Şüphesiz sen çok bahşedensin.” (ÂLİ IMRÂN suresi 8. ayet)
  • Onlar: “Rabbimiz şüphesiz biz iman ettik, artık bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru” diyenler; Sabredenler, doğru olanlar, gönülden boyun eğenler, infak edenler ve ‘seher vakitlerinde’ bağışlanma dileyenlerdir. (ÂLİ IMRÂN suresi 16-17. ayetler)
  • De ki: “Ey mülkün sahibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin. Dilediğinden de mülkü çeker alırsın. Dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin.” “Geceyi gündüze sokarsın, gündüzü geceye sokarsın. Ölüden diriyi çıkarırsın, diriden ölüyü çıkarırsın. Dilediğine de hesapsız rızık verirsin.” (ÂLİ IMRÂN suresi 26-27. ayetler)
  • Bir zaman, İmran’ın karısı, “Rabbim! Karnımdaki çocuğu sırf sana hizmet etmek üzere adadım. Benden kabul et. Şüphesiz sen hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin” demişti. Onu doğurunca, “Rabbim!”, “Onu kız doğurdum.” -Oysa Allah, onun ne doğurduğunu daha iyi bilirken- “Erkek, kız gibi değildir. Ona Meryem adını verdim. Onu ve soyunu kovulmuş şeytandan senin korumana bırakıyorum.” Dedi. Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir şekilde kabul buyurdu ve onu güzel bir şekilde yetiştirdi. Zekeriya’yı da onun bakımıyla görevlendirdi. Zekeriya, onun bulunduğu bölmeye her girişinde yanında bir yiyecek bulurdu. “Meryem! Bu sana nereden geldi?” dediğinde, O da “Bu, Allah katından” çünkü Allah, dilediğine hesapsız rızık verir” dedi. Orada Zekeriya Rabbine dua etti: “Rabbim! Bana katından temiz bir nesil bahşet. Şüphesiz sen duayı hakkıyla işitensin” dedi. (ÂLİ IMRÂN suresi 35-38. ayetler)
  • “Rabbimiz! Senin indirdiğine iman ettik ve Peygamber’e uyduk. Artık bizi (hakikate) şahitlik edenlerle beraber yaz.” (ÂLİ IMRÂN suresi 53. ayet)
  • Onların sözleri ancak, “Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla ve (yolunda) ayaklarımızı sağlam tut. Kâfir topluma karşı bize yardım et” demekten ibaretti. (ÂLİ IMRÂN suresi 147. ayet)
  • “Rabbimiz! Biz, ‘Rabbinize iman edin’ diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle beraber al.” “Rabbimiz! Peygamberlerin aracılığı ile bize va’dettiklerini ver bize. Kıyamet günü bizi rezil etme. Şüphesiz sen, va’dinden dönmezsin.” (ÂLİ IMRÂN suresi 193-194. ayetler)
  • “Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul eyle.” “Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, ana babamı ve inananları bağışla.” (İBRÂHİM suresi 40-41. ayetler)
  • De ki: “Rabbim! Bağışla, merhamet et. Çünkü sen merhamet edenlerin en iyisisin!” (MÜ’MİNÛN suresi 118. ayet)
  • Onlar, “Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle” derler. (FURKÂN suresi 74. ayet)
  • “Ey Rabbim! Bana bir hikmet bahşet ve beni salih kimseler arasına kat.” “Sonra gelecekler arasında beni doğrulukla anılanlardan kıl.” “Beni Naîm cennetinin varislerinden eyle.” “(Kulların) diriltilecekleri gün beni utandırma!” (ŞUARA suresi 83,84,85,87. ayetler)
  • ……… “Ey Rabbim! Beni; bana ve ana babama verdiğin nimetlere şükretmeye ve razı olacağın salih ameller işlemeye sevk et ve beni rahmetinle salih kullarının arasına kat!” (NEML suresi 19. ayet)
  • Onlardan sonra gelenler ise şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin tutturma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin.” (HAŞR suresi 10. ayet)
  • ……..“Bana ve anne babama verdiğin nimetlere şükretmemi, senin razı olacağın salih amel işlememi bana ilham et. Neslimi de salih kimseler yap. Şüphesiz ben sana döndüm. Muhakkak ki ben sana teslim olanlardanım.” (AHKAF suresi 15. ayet)

Allah, ayet, dua, Kuranı Kerim

Haberdar et...